AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, bir dizi program için Kocaeli'ye geldi. Çelik'in ilk durağı ise AK Parti Kocaeli İl Başkanlığı oldu...Burada partililerle bir araya gelen Çelik, önemli gündem konularına ilişkin açıklamalarda bulundu. Çelik, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in "çok ciddi bir siyasi navigasyon problemi" olduğunu ifade ederek, "navigasyona herhangi bir şey yüklediğinde Cumhuriyet Halk Partisi'ne söylemesi gereken sözü AK Parti'ye söylüyor" dedi. 

Türkiye Buluşmaları'nın önemine değinen Ömer Çelik, "Türkiye Buluşmalarıyla birlikte hem bütün bi genel merkezdeki genel başkan yardımcılarımız, bakanlar kurulu üyelerimiz, milletvekillerimiz, MKYK üyelerimiz, hepimiz çeşitli illerde faaliyet yürütüyoruz. İllere gittiğimizde bizler MKYK üyelerimizle, Bakanlar Kurulu üyelerimizle birlikte Genel Başkan Yardımcılarımız, il merkezlerinde faaliyet yürütürken aynı zamanda milletvekillerimiz farklı illerden o ile gelen milletvekillerimiz o ilin ilçelerinde faaliyetlerini eş zamanlı olarak yürütüyorlar. Bu çerçevede, özellikle iç politika ve dış politikadaki gelişmeleri vatandaşlarımızla paylaşıyoruz. Aynı zamanda güçlü bir şekilde hedeflerine ulaşan ekonomi programımızla ilgili gelişmeleri esnafımızla, işçimizle, çiftçimizle buluşarak anlatıyoruz" dedi.

"VATANDAŞLARIMIZIN KAYGILARINA CEVAP VERİYORUZ"

En önemli gündem maddelerinden bir tanesinin "Terörsüz Türkiye" olduğuna dikkat çeken Çelik, şöyle konuştu:

"Terörsüz Türkiye süreci konusunda bütün sürecin geldiği noktayı, Cumhurbaşkanımızın son açıklamalarında da ifade edildiği gibi hem süreci hedefine ulaştırmak için, terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge hedefine ulaşmak için yapılan ve yapılması gereken çalışmaları anlatıyoruz. Burada tabii ki doğal olarak, gayet haklı bir biçimde vatandaşlarımızın sorularına cevap veriyoruz, kaygılarına cevap veriyoruz. Burada belli bir istişare havası içerisinde, bu tabii ki tek yönlü bir aktarım olmuyor. Daha çok vatandaşlarımızı dinlemeye, onlarla buluşmaya dönük olarak gerçekleşiyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın şehit ailelerimize, gazilerimize mesajlarını ulaştırma konusunda, yazdığı mektubu ulaştırma konusunda bütün teşkilatlarımız hem ana kademede, hem kadın kolları, hem gençlik kollarında faaliyet gösteriyorlar. Kadın kollarımızın çok yoğun çalışmaları var. Aynı şekilde gençlik kollarımızın çalışmaları var"

"Vatandaşlarımızın soruları, sorunları, eleştirileri, talepleri...hepsinin başımızın üzerinde yeri var" diyen Ömer Çelik, "İllerden gelen bu veriler, vatandaşlarımızın söyledikleri, genel merkezimizde bir dataya dönüştürülüyor. Bu data, bu veri analizi çerçevesinde bu MKYK'mızda genel başkanımıza arz edilecek ve bundan sonraki politikalarımızı oluşturmaya da bir dayanak ve zemin teşkil edecek" diye konuştu. 

"TÜRKİYE, AYAĞA KALKABİLECEĞİNİ GÖSTERMİŞTİR"

Açıklamasında, depreme de değinen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, şu ifadeleri kullandı:

"Ülkemizdeki depremin sarstığı ve yerle bir ettiği alan neredeyse bir ülke büyüklüğünde bir alandı. Ve bu yüzyılın depremi olarak, sadece bunu biz söylemiyoruz yani dünyada bu şekilde değerlendirilen, birçok niteliği açısından ayrıksılığı olan bir durum ve burada 'Hiçbir hükümet bunun altından kalkamaz, dünyada bu sürede herhangi bir şekilde konutların teslimi mümkün değil' denirken Türkiye büyük bir başarıya imza atarak bunu gerçekleştirdi, gerçekleştiriyor. Bütün vatandaşlarımıza şunu arz etmek isterim, özellikle deprem bölgesindeki vatandaşlarımıza. Hiçbir toplantımız yoktur ki, hiçbir çalışmamız yoktur ki Cumhurbaşkanımız bize deprem bölgesindeki vatandaşlarımız konusundaki hassasiyetleri hatırlatmamış olsun. Her toplantımızda MKYK'nın açılışında, Bakanlar Kurulu'nun açılışında, diğer bütün toplantı zeminlerinde Cumhurbaşkanımız sürekli olarak bize deprem bölgesinin de asla ihmal edilmemesi gerektiğini, oradaki hassasiyetin en yüksek düzeyde tutulması gerektiğini göstermiştir. Ve Türkiye bir kere daha bütün dünyaya hangi yara alırsa alsın, hangi bedeli öderse ödesin, ayağa kalkabileceğini göstermiştir"

"TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİ STRATEJİK BİR ADIMDIR"

Türkiye'de terör gündeminin çıkmasının, aynı zamanda yakın bölge için de bir ilham kaynağı olacağın dikkati çeken Çelik, "Terörsüz Türkiye süreci, terörsüz bölge sürecinin de referansı haline gelecektir. Türkiye'de, Türkiye'ye karşı bu terör faaliyetlerini yürütenlerin arkasında geçmişten itibaren hangi odakların olduğunu, Türkiye'nin bütün değerlerini, güvenliğinin yanı sıra bütün değerlerini nasıl hedef aldığını çok ayrıntılı bir şekilde biliyoruz. Hükümetlerimiz döneminde Cumhurbaşkanımız Türkiye'nin gerek başbakanlığı döneminde, gerek cumhurbaşkanlığı döneminde terörle mücadele kapasitesinin yükselmesi için çok büyük hedefler gösterdi ve bunların her birine ulaşıldı. Terörle mücadele eden güvenlik güçlerimizin bu yöndeki kapasitesi, imkan ve kabiliyetleri de katbekat artırıldı. Ama aynı zamanda devletler "hard power" dediğimiz sert güçlerini kullanırken terörle mücadele konusunda, yumuşak güçlerini de kullanırlar. İşte terör örgütü mensuplarının teslim olması, örgütlerin silah bırakması, feshedilmesi ile ilgili geçmişten itibaren yapılan hukuki düzenlemeler, çeşitli çalışmalar söz konusudur. Bu çerçevede bakıldığında etrafımızdaki gelişmelere, dünyadaki gelişmelere bakıldığında esasında terörsüz Türkiye süreci hem Türkiye için son derece zamanlaması, mekanı, referansları doğru, stratejik bir adımdır"

"TÜRKİYE'DE İKİNCİ SINIF VATANDAŞ YOKTUR"

Ömer Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yakın bölgemizde de görüyoruz ki Türkü, Kürdü, Arabı, aynı şekilde Aleviyi, Sünniyi, Şiiyi, Nusayriyi, Dürziyi, Ezidiyi birbirine düşürmeye çalışanlar aslında bu bölgelere sadece sömürge gözüyle bakanlardır. Bizse bölgedeki bütün etnik unsurlara, bütün mezhebi unsurlara kardeşlik gözüyle bakıyoruz. Türkiye'nin içerisinde sık sık söylediğimiz şey şudur; hepimizin adları farklı olabilir ama hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti'dir. Türkiye'de ikinci sınıf vatandaş yoktur. Türkiye'de herkes ev sahibidir. Birinci sınıf vatandaştır. Tabii ki demokrasimizi, cumhuriyetimizi, hukuk devletimizi hedef alanlara karşı her zaman güvenlik güçlerimiz teyakkuz halindedir. Ama aynı zamanda da hukuk devletimizin kapasitesiyle, hukuk sistemimizin imkanları dahilinde, cumhuriyetimizin imkanları, demokrasimizin imkanları dahilinde de bunları çok boyutlu bir şekilde çözebilecek kapasiteye sahibiz. Bugün net bir şekilde görüyoruz ki her kim terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge sürecine ulaşılmasının önüne geçmek için silah bırakma konusunda ve fesih konusunda bir geciktirme mesajı veriyor ya da silah bırakma ve fesih sürecini sulandırmaya ve ertelemeye çalışıyor, aslında görüyoruz ki emperyalizm, siyonizm dediğimiz bu odaklarla yanaşık düzen içerisinde duruyor. Ya da her kim bu süreçle ilgili birtakım şerhler düşmeye, ön şartlar koymaya, süreci gündeminden saptıran başka ajandaların parçası haline getirmeye çalışıyor, bunlar güya sürece çok gövdeden karşı değilmiş gibi bir üslup kullansa da esasında süreci enfekte etmeye çalışan birtakım tutumlar içerisinde olduğunu görüyoruz. O sebeple Cumhurbaşkanımızın dün verdiği mesajda bütün bu sabotajlara karşı geçmişten itibaren son derece idmanlıyız. Bu konularda büyük bir tecrübemiz var. Bu sabotajları yapmaya çalışanların niyetlerini, amaçlarını görüyoruz. Biz her ne olursa olsun, hem ülkemizde hem yakın bölgemizde kardeşlik diyeceğiz, kaderdaşlık diyeceğiz, duygudaşlık diyeceğiz ve geleceğe bu şekilde bakmaya devam edeceğiz"

Ömer Çelik, eninde sonunda "Terörsüz Türkiye" ve "Terörsüz Bölge" hedefine ulaşılacağının altını çizerek, "Bu ülkemize karşı dönük ve bölgemize dönük kötü niyet besleyenlere, kötü niyetli projeleri tahkim etmek isteyenlere de vereceğimiz en güçlü cevap olacak" ifadelerini kullandı. 

"CHP GİBİ KÖKLÜ BİR PARTİ BU SKANDALLARIN İÇİNE NASIL DÜŞMÜŞTÜR"

Açıklamasında, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in açıklamalarına da değinen Çelik, "Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel'in dün, evvelsi gün ve son birkaç haftadır Sayın Cumhurbaşkanımıza dönük, partimize ve Cumhur İttifakı'mıza dönük sürekli olarak tekrar ettiği çirkin ve yakışıksız ifadeler. Biz tabii esasında Sayın Özgür Özel'in birinci meselesinin kendi partisiyle uğraşmak olması gerektiğini değerlendiriyoruz. Yani Cumhuriyet Halk Partisi gibi köklü bir parti bu skandalların içine nasıl düşmüştür? Cumhuriyet Halk Partisi gibi köklü bir partinin her tarafından bu kadar skandallar patlarken Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi neyle meşguldürler? Esasında ilgilenmesi gereken konu budur. Ve en baştan beri de söyledik. Aslında tabloya baktığımızda herhangi bir şekilde konunun bizimle bir ilgisi yok. Bir takım Cumhuriyet Halk Partililer, bir takım Cumhuriyet Halk Partilileri şikayet etmişler yargıya. Ve bu Cumhuriyet Halk Partililerin diğer Cumhuriyet Halk Partilileri şikayetlerinin içerisinde geçen rüşvet, şantaj, diğer birtakım skandallar meselesi yargı tarafından gündeme alınmış. Şikayet zaten Cumhuriyet Halk Partililerden gelmiş ve bunlar gizli de olmadı biliyorsunuz. Bütün o süreçlerde basına yansıyarak bunların hepsi söz konusu oldu. Hepimiz bunları ekranlarda Cumhuriyet Halk Partililerden dinledik. Kimisi belediye başkanı, kimisi milletvekiliydi. Ve sonuçta gelinen noktada esasında Cumhuriyet Halk Partililerin Cumhuriyet Halk Partilileri şikayet ederek ortaya çıkan bir tablo var" dedi. 

 AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, şöyle konuştu:

"Gerçekten şimdiki Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminde ve Sayın Özgür Özel'de çok ciddi bir siyasi navigasyon problemi var. Çok ciddi bir siyasi pusula meselesi var. Yani navigasyona herhangi bir şey yüklediğinde Cumhuriyet Halk Partisi'ne söylemesi gereken sözü AK Parti'ye söylüyor. Aynaya bakarak yüzleşmesi gereken meselelerde Sayın Cumhurbaşkanımıza karşı hadsiz ifadeler kullanıyorlar. Özgür Özel'in Cumhuriyet Halk Partisi'ni yönetmekte gösterdiği zaaf ve Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminin Cumhuriyet Halk Partisi'ndeki gelişmelere hakim olmaktaki cari açığı Cumhurbaşkanımıza ve Cumhur İttifakı'na saldırarak kapatılamaz. Bu cari açık giderek büyümektedir. Bu cari açık artık Cumhuriyet Halk Partisi'ne gönül vermiş vatandaşlarımızı da inciten, Cumhuriyet Halk Partisi'ne gönül vermiş vatandaşlarımızın hak etmediği, milletimizin hak etmediği, siyaset hayatımızın hak etmediği bir noktaya gelmiştir. Dolayısıyla bunu yönetmesi gereken Cumhuriyet Halk Partisi yönetimidir. Yani neredeyse gelin bu meseleleri yönetin diye bize çağrı yapacaklar. Bu konunun bizimle hiçbir ilgisi yok. Yine mahkeme süreci devam etmiş, şikayet edenler bu kongrelerle ilgili olarak AK Partililer değil. Bütün vatandaşlarımıza ifade ediyorum, özellikle Cumhuriyet Halk Partisi'ne gönül vermiş değerli vatandaşlarımıza ifade ediyorum. Bütün bu şikayetleri yapan yine Cumhuriyet Halk Partililer. Ve bu kongrelerle ilgili şikayetleri yapanlar da onlar"